https://ritarussell.wordpress.com/2012/02/11/designer-dogs-are-us/
"Palavra hastalığına konuştuk!
Hastalığın tedavisinde
konuşalım.
Naçizane bir reçete
yazdım!
Öfke kolik lere,
Yalancılara karşı etkili bir reçete!
Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu kullanımınıza
hazır.
Bu kanunlarla kangren
olmuş sorunları çözebilir!
Akıl yoluyla çözmenin
bilimsel taktikleriyle tanışabilirsiniz.
Hem sevdiklerinize hem de
sevmediklerinize karşı etkilidir.
Sadece dostlarımızla sorunlar
yaşamayız.
Şüphesiz özellikle
düşmanlarımızla aramızdaki sorunlar hayatlarımızı karartır.
Üstelik bu sorunları
kavga ederek çözmek gittikçe imkânsızlaşıyor.
Artık farklı bir şeyler
denemenin zamanı gelmedi mi?
Çözülemez dediğimiz
sorunları, akıl yoluyla çözmeyi denesek ne kaybederiz?
Üstelik on yıllardır
denenmiş bilimsel kuralları kendimize rehber edinerek!
Buyurunuz…
Akıllı Öfke'
nin 10 Kanunu (A.Ö.K)
1. Sağlık
ve Mutluluk İş yerimizde Başlar.
Evimizde Devam Eder!
Öfke Kolik lere (1) Yer
yok!
2. Lütfen
Kalp Kırmayalım.
Öncelikle Kendi
Kalbimizi!
Yalanlara Yer Yok!
3. Şimdiyi
yaşayalım!
Keşke, Asla, Her Zaman,
Mutlaka Demeyelim!
4. Güç(2*)
Sarhoşluğundan Kurtulalım!
Tüketim(3*)
Sarhoşluğundan Ayılalım!
6 S(4*) Uygulayalım
5.
Öfkeye Karşı
Sünger Olmayalım.
Teflon Olalım,
Hedefimiz: Her gün 10
Bin karar olsun. (5*)
6.
Güler Yüz, Güzel Duruş,
Güzel Söz gösterelim.
Güzel Enerji gönderelim
7. Sağlıklı
yaşayalım:
Probiyotik (6*)
Beslenelim
Bol Kahkaha atalım
10.000 adım yürüyelim
Alaturka tuvalet
kullanalım
Dijital detoks
uygulayalım (7*)
Şükredelim ve Dua edelim
8. KAİZEN(8*)
Uygulayalım!
Korkularımızı Unutalım
Yaşam Değerlerimiz için
yaşayalım!
9.
Birbirimizi
Akıllıca Dinleyelim
Empati kuralım!
Amacımız kavga olmasın.
Öfkenin kök nedenine odaklanalım.
10.
Dosta/düşmana
çözüm odaklı iletişim sunalım,
Ret edilemeyecek bir
teklifimiz (9*)olsun.
Kazanan Akıllı öfkemiz
olacaktır.
(1)
Öfke Kolik:
Saldırgan,
korkak, aptal öfke davranışlarının birini veya birkaçını gösterme halidir.
(2) Güç
sarhoşluğu:
Para,
mal, mülk, mevki, makam vesaire sahibi olmanın getirdiği bir nevi sarhoşluktur!
Para
ve güç bizi aldatmasın.
Para
ve güç bizi yönetemesin.
Onların
geçiciliğini kalıcı sanmak bir yanılgısından kurtulalım.
Gücün,
aklımızın yerine bizi yönetmesine izin verme çılgınlığına son verelim!
Güç
/ tüketim bağımlılığı akıllıca olmamalı?
Sahip
olduklarımızın bize sahip olmasına izin veremeyiz.
Akıllı
öfkemizi hâkim kılalım.
(3) Tüketim
Sarhoşluğu:
Madde
bağımlılığına benzer.
Kurtulmak
için radikal tedbirler gerekiyor.
Örneğin
kredi kartı bağımlılığı böyledir.
“Akıllı Öfke'
nin 10 Kanunu”
uygulamalarıyla,
artık sarhoşluktan ayılabiliriz.
Örneğin,
kredi kartlarımızı 30 gün derin dondurucuya attığımızı düşünelim!
Sonrasında
haftalık nakit bütçesi yapabiliriz.
ATM
kartıyla sadece haftada 1 defa nakit çekerek bütçeyi tutturmayı deneyelim!
Eldeki
nakitle, tüm harcamalarımızı nakit yapalım.
Başarırsak,
30 gün sonra tüketim sarhoşluğundan ayılmaya başladık sayılır.
(4) 6 S:
Japonca
kelimelerin beş kelimenin baş harflerinden oluşur.
Altıncıyı
ben ekledim.
Bir
kalite stratejisidir;
Ürün/hizmet
kalitesini iyileştirmede yıllardır işe yarıyor!
Davranışlarımızın
kalitesini de artıracaktır!
6s Aşağıdaki adımlardan oluşur?
1.Tertip
2.Düzen
3.Temizlik
4.Standartlaştırma
5.Disiplin
6.Çalışan
Sağlığı ve Güvenliği
6 S
Uygulayalım;
İşyerlerinizde
sağlık ve mutluluğumuz tavan yapsın.
Evlerde
ve ofislerde mutluluğumuz ve huzurumuz sıçrasın.
İnsanın
olduğu her yerde hayatlara dokunsun.
Öfke
kolik davranışlarımıza da set çeksin.
(5)Günde
10 Bin Karar:
Günümüzde
hızla yayılan hastalık var!
Adı!
Kararsızlık hastalığı!
Örnek
mi?
Bazı
günler, sabah yataktan kalkmaya üşenir.
Bazı
günler, su içmeyi erteleriz.
Bazı
günler hangi ayakkabıyı, hangi tişörtü giyeceğimize karar vermek zorlaşır.
Kısacası
kararsızız, çok kararsız!
Bunlar
gibi gün içinde yüzlerce soru başımızı ağrıtır!
Gelin,
bir test yapalım?
Gündelik
konularda en fazla 5 dakikada karar verebilir misiniz?
Cevabınız
hayır mı?
Kendinizi
bir kararsız adayı olarak sayabilirsiniz.
Kararsızlar
dünyasına hoş geldiniz.
Kararsızlık
stresi, stres öfkeyi doğurur.
Daha
çok karar verenler, daha az öfkeleniyor.
Strese
çözüm önerim oldukça kolay:
Daha
çok karar vermek!
(6*) Probiyotik
beslenme:
Probiyotik
bakteriler nedir?
Onlar,
sağlık ve mutluluğumuza katkı sağlayan dostlarımızdır.
Barsak
sistemimizde yaşarlar.
Bağışıklık
sistemine destek olurlar.
Onlar
nizi daha az Stres ‘li
yapar.
Neredeyse
tüm sağlığımızı onlara borçluyuz.
Antibiyotiklerin
sözlük anlamına, yaşam karşıtı dersek!
Probiyotiklere
yaşam için diyebiliriz.
Beslenirken
probiyotik bakterileri de doyurmalıyız.
Sayı
ve çeşit olarak kuvvetlenmeliler!
Buna
probiyotik beslenme diyoruz.
(7*) Dijital Detoks:
Çoğumuzun
elinden akıllı telefon düşmez, biliyorum.
Günde
kaç saatiniz internette geçiyor?
Günde
ortalama 6 saatten fazla internete takılırsanız?
Acilen
dijital detoks reçete ediyorum.
Gelin
bir mukayese yapalım!
Ortalama telefonla
konuşma süreniz ne kadar?
Yazıyorum.
Ülke
genelinde telefon kullanma süremiz günde ortalama 3 saat.
Herhalde
kitap okumayanımız yoktur?
Siz
okuyorsanız, sözüm size değil elbette.
Sıkı
durun açıklıyorum.
Ortalama Günde
1 Dakika Kitap Okuyoruz.
Alkol,
sigara bağımlısı gibi internet bağımlısı olmuşuz.
Dijital
Detoks zamanı geldi.
Nasıl
mı?
30
gün hiç internete girmeyelim!
Başarırsınız
korkmayın;
Başarılı
olanlara, ödül var elbette.
30
gün sonra günlük 60 dakika internet serbest.
İnternet
bağımlılığından kurtuldunuz.
Tebrikler.
(8*)Kaizen:
Japonca
sürekli iyileştirme anlamı taşır.
İş
yerlerinde ürün/hizmet kalitesini iyileştiririz.
Akıllı Öfke'
nin 10 Kanunu
’nu uygularken
de işe yarayacaktır.
Davranışlarımızı
sürekli iyileştirebiliriz!
“Kaizen”
bize akılcı davranışlarımızı geri kazandırabilir.
“Kaizen”
beyin hücrelerimizi aktive edecektir.
Her
gün sürekli küçük ilerlemeler sağlamanın etkili stratejilerinden sayılır.
Örnek
vereyim;
Çoğumuz
sadece sağ ayak/sağ el kullanırız.
Sol
ayağımızla topa vurmaya başlamak “Kaizen” sayılır.
Böylece
beyninizin çalışmayan bölgeleri de aktive olmaya başlar.
Sol
elinizle dişinizi fırçalamada “Kaizen” olabilir.
Beyninizi
kullanma kapasiteniz artacaktır.
(9*) Ret Edilemeyecek Bir Teklif:
Her
birimiz Akıllı Öfke'
nin 10 Kanunu
uygulayabiliriz.
Olası
sorunları ret edilemeyecek bir teklif yaparak çözüyoruz.
Böyle
bir teklifin çözemeyeceği sorun olmadığını düşünüyorum
Teklif nasıl yapılacak?
Bunun için, “Oyun teorisi” kuramından yararlanıyoruz.
Mantık
şöyle;
Gündelik
hayattaki olaylar ve ilişkilerin birer oyun
olduğunu farz edin!
İletişim
kurduğumuz; kişi, kurum ve kuruluşlar aynı oyunun oyuncuları olacaktır.
İstisnasız
her olay “oyun teorisi” kurallarıyla analiz
edilebilir.
Sorunlara
uygun ret
edilemeyecek çözümler
üretilebilir.
Matematik
olarak da bu yaklaşımın doğruluğu ispatlanmıştır.
Örnek
vereyim;
Bazı
oyunlarda hep belli oyuncular kazanıyor olsun!
Belli
oyuncular kaybetsin diyelim!
Geçmiş
olsun!
Bu
bir Kazan-Kaybet oyunudur;
Akıllı Öfke'
nin 10 Kanunu
uygulanmadığı
sürece, sonsuza dek oyun böyle sürebilir.
Benzer
şekilde;
İki
taraf da oyunun kaybedeni olabilir!
Bu
defada oyunu Kaybet
& Kaybet
olur!
Gene
geçmiş olsun!
Her
iki durumda da önümüzde iki yol vardır:
Kolay
yol: Tabanları yağlamak!
Elde
avuçta kalanları kurtarmaktır.
Zor
ama akıllıca yol:
Oyunu Kazan
& Kazan yaparsınız!
Diğer
oyuncu(lar)a "Ret Edilemeyecek Bir Teklif" yaparsınız.
Sizlere
bir Kazan& Kazan
Oyuncusu olmanın
kanunlarını sunuyorum.
Çözülemez
diye düşünülen, Sorun ve/veya Oyun “Kazan& Kazan yapılabilir.
Aynı
oyundaki hiçbir oyuncu daha çok
kazanmayı ret edemez.
Teklifin
başarılı olması “Ben Keseyim Sen Seç” yaklaşımına
bağlıdır.
Sorun
yaşadığımız kişiye iki farklı çözüm öneriyoruz!
Bunlar
ortaklaşa kazanacağınız önerilerdir.
Özetle
biz öneriyoruz, yani kesiyoruz!
Sorun
yaşadığımız kişi kendisi için kazançlı olanı seçiyor!
Dersimize
iyi çalışmışsak, karşımızdaki kişi kendi
için kazançlı olanı seçecektir.
Seçmediği
ise bizim için kazançlı olacaktır.
Kafanız
mı karıştı?
Somut
bir örnek veriyorum.
İki
çocuk kremalı bir pastayı paylaşıyor olsun.
Şüphesiz
ikisi de büyük payı ister.
Anlaştıkları
strateji şöyledir;
Çocuklardan
birinin pastayı ikiye bölecek!
Diğer
çocuk da hangi dilimi alacağına karar verecektir.
Bu
kadar basit!
Ortada
iştah kabartan Kremalı bir pasta var.
İki
çocuk bir anlaşma yapar.
Pasta
paylaşımına 3 kural koyarlar:
1.
Haksızlık
olmasın.
2.
Kavga çıkmasın.
3.
Arkadaşlık
bozulmasın!
Bıçak
sizde olsa, pastayı nasıl pay ederdiniz?
Klasik
çözümde, pasta 40/60 oranında bölünür!
Bu
durumda diğer çocuk büyük dilimi alır.
Seçme
hakkı onundur.
Pastayı
kesen küçük dilimi alır!
Kesen
kaybeder! Seçen kazanır!
Bu Kaybet
& Kazan oyunu
olur.
Kesenin
işine yaramaz.
Gündelik
hayatta cinayetler, ayrılıklar, iflaslar, savaşlar hep pastanın yanlış
kesilmesinden çıkıyor.
Tek
taraflı paylaşım modeli çalışmıyor!
Pastayı
başka türlü kesmeli?
Ama
nasıl?
Biraz
karşımızdaki kişiyi araştırmanın faydası olur!
Örneğin
seçme hakkı olan çocuk pastanın hangi kısmını seviyor?
Varsayalım
ki pastanın kenarını sevdiğini öğrenelim.
Bu
arada ben de öyleyimdir.
Ekmeğin,
pastanın, simidin, baklavanın, böreğin kenar, kıtır kısmını severim.
Harika!
Pastayı kesmek artık çok kolay!
Örneğin
pastayı üçgen kestiğinizi düşünün!
Üçgen
dilim kesilirse iki çocuk da kazanır!
1.Dilimde
toplam pasta hacmi % 60 Kenar hacmi % 40 dır.
2.Dilimde
toplam pasta hacmi % 40 Kenar hacmi % 60 dır!
Benim
gibi kenar sevseniz, kenarın çok olduğu pastanın 2. Kısmını seçersiniz.
Seçen
çocuk daha çok kenar yediği için kazançlıdır.
Çünkü
o daha çok kenar istemektedir.
Pastayı
kesen de % 60’ lığ dilimi alır.
O
sadece daha çok pasta ister, beklide kenar sevmez?
Sözün
özü, kesen kazançlıdır.
Kaybedeni
olmayan bir stratejiyle pasta paylaşımı sonuçlanmıştır.
Bu
durumda oyun Kazan & Kazan olur.
Burada Pasta paylaşımı bir
allegoridir.
Bu
strateji nelere uygulanabilir?
Birkaç
örnek vereyim;
Boşanırken
malların bölünmesi!
Şirket
ortaklarının ayrılırken sahip olduklarının paylaşımı!
Ailelerin
çocuklarla olan iletişimi!
Yöneticilerin
çalışanlara iş vermesi!
Çalışanların
birbiriyle olan iş bölümleri!
Eşlerin
çocukların ve evin sorumluluklarının yönetilmesi!
Aklınıza
gelen/gelmeyen insana dair her sorunun çözülmesi!
Kolaylıklar
olsun…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder